10 Ocak 2014 Cuma

Emaillerinizin İletilme Problemlerine Karşı 7 İpucu




Domaininiz SPF( Sender Policy Framework)  ve DKIM (Domain Keys Identified Mail) tarafından doğrulandıktan sonra, email tesliminizin optimize edilmesindeki sonraki adımınız email şablonlarınızı tasarlamak olacaktır. Emaillerin tasarımında, optimum iletilebilirlik ve email filtelerinden kolayca geçebilmenin en kolay yolu tasarımı basit tutmaktır.
 
Yüksek oranda iletim sağlamada işinize yarayacak, email tasarımında kullanacağınız 7 ipucu :

1)     Mail şablonu oluştururken hiçbir zaman Microsoft Word'ü kullanmayın. 
Microsoft Word 'de oluşturulan bir mailing şablonunu WYSIWYG editörüne kopyaladığınızda, Microsoft Word kodlaması IPSs/ domainlere iyi bir şekilde çevrilemeyecektir. Ayrıca, Microsoft Word kodu ve HTML birbirleriyle uyumlu şekilde birleşmez . Microsoft Word yerine HTML'i Notepad gibi basit bir text editöründe yazabilirsiniz.

2)     HTML'inizi olabildiğince basit tutun.
Maillerinizin istediğiniz şekilde görüntülenmesi için HTML'inizi basit tutabilirsiniz.

3)     JavaScript kodlarından uzak durun.
Birçok ISP, sıklıkla  kötü amaçlı yazlım için kullanıldığından  JavaScript kodunu çıkaracaktır. Bu yüzden komlpex JavaScript kodlarını kullanmamanızı öneriyoruz.

4)     CSS (Cascading Style Sheets) Kullanmayın.
Birçok ISP halen CSS ile uyumlu değil, bu yüzden şimdilik kullanmamanızı öneririz. Eğer CSS kullanacaksanız, stil sayfalarınızın satır içi olduğundan emin olun.

5)     Şablonlarınızda metin ve resim arasında iyi bir denge kurun.
HTML bir emailde çok fazla resim ( veya çok büyük ebatta) metin ile kıyaslandığında spam olarak algılanabilir. Daha fazla metin kullanıp, resimlerin sayısını veya ebatlarını düşürmek size yardımcı olabilir.

6)     Resimleri açmak için CTA (Call to Action) kullanın.
Alıcıların çoğu "Güvenli Gönderenler" listelerine eklemedikçe, maildeki görüntüleri göremezler. Açılmalar; resimlerin açılabilir olmalarına bağlı olarak takip edildiğinden, alıcılar için call to action sağlamak; açılan emaillerin takibinin daha doğru bir şekilde yapılmasına yardımcı olacaktır. Pozitif alıcı hareketleri de gelecekte daha iyi teslim edilebilirlik oranlarına katkı sağlayacaktır.

7)     Web tarayıcısı linki ekleyin
Alıcılarınızın email istemcilerinin tarafında emaili görüntülemede karşılaşabilecekleri sorunlara karşı, emaili web tarayıcısında görüntülemeleri için bir link verin.

3 Ocak 2014 Cuma

Hangi Faktörler Email İletim Sürenizi Etkiler ?

Bir arkadaşınıza veya aile üyenize mail gönderirken “gönder” butonuna bastığınızda mailinizin bir dakika içerisinde gönderildiğini bilirsiniz. Email alıcılarının binlerce sayıda olabileceği pazarlama dünyasında bu işlem daha uzun sürebilir. Email gönderimi ile mailin, alıcının gelen kutusuna düşmesi arasında geçen süreye hangi faktörler etki eder? 


Email iletimlerinin gecikmesi birçok farklı sebepten kaynaklanabilir. Bu sebeplere değinmeden önce, email pazarlama mesajınızın iletim sürecine göz atalım.

Genellikle pazarlamacı bir mail şablonu oluşturup bunu bir listeye atar. Silverpop Engage platformumuz mailing oluşturup, supression list’i kontrol eder, ve mesajı müşterimizin            (gönderen sunucu) IP adresine iletir. Sunucu; mesajı kabul oluncaya, geri dönünceye veya zaman aşımı oluncaya dek iletmeye devam eder. (Alıcının sunucusu , mesajı hiçbir şekilde kabul etmezse mesaj zaman aşımına uğrar.)
Mükemmel olan, her ISP’nin ilk birkaç dakika içerisinde her maili kabul etmesidir. Aslında birçok mail birkaç dakika içerisinde iletilir. Fakat, mailin büyüklüğüne göre (pazarlama platformunuzun özel ayarlarına da bağlı olarak) bazı maillerin iletimi saatler, hatta günler sürebilir.
İletimlerin gecikmesinin ana nedeni ISP’lerden kaynaklanır. Bazen ISP tüm maillerinizi birkaç dakika içerisinde alıp, mesajları çeşitli alıcılara iletir. Bazı zamanlarda ise mesajlar gönderildikten sonra saatlerce  sunucuda kalır, pazarlama platformunuz alıcı sunucu tarafından  maillerin alınmasını bekler.
ISP'nin mailleri tutmasına başlıca iki faktör etki eder: Doğrulama ve IP Reputasyonu/Alıcı Davranışı

Doğrulama
Hatalı veya eksik DNS kayıtları ISP'nin mesajları kabul etme oranını düşürür. Alıcı sunucunun mesajları doğrulaması uzun süre alacağından, bu mailler daha yavaş iletilir veya hiç iletilmez.


IP Reputasyonu/Alıcı Davranışı
ISP'ler, gönderen ve alıcı davranışını baz alarak kendi ağlarına aldıkları mesaj sayısını limitlerler. Eğer çok sayıda kötü mail adresine gönderim yaparsanız,  bu davranışınız ISP'nin mail miktarını azaltmasına neden olur. Çok eski adreslere gönderim yapmak da yine oranları etkiler. Alıcı davranışı, alıcının mesajı aldığında yaptığı işlemdir.  Eğer alıcı maili tıklarsa/açarsa veya maili istenmeyen kutusundan gelen kutusuna taşırsa, alıcının bu davranışları iyi olarak nitelendirilir ve ağa giriş yapan mail hacmini arttırır. Okumadan maili silme veya kötüye kullanım (abuse) butonuna tıklama ise kötü davranış olarak nitelendirilip, ağa gelen mail hacmini azaltır.

İletim Süresini Hızlandırma
İletim oranını arttırmak istiyorsanız, IP reputasyonunuzu iyileştirmeniz gerekir. IP reputasyonunuzu, aktif alıcıların olduğu veritabanınıza gönderim yaparak arttırabilirsiniz. İnaktif adreslere gönderim yapmak, yüksek ölçüde kötüye kullanım şikayetlerine, spam trap' e ve azalan açılma oranlarına neden olur.
Daha fazla davranışsal odaklı mailler hazırlamak da size  yardımcı olur. Bu mailler, alıcının aksiyonlarına göre tetiklendiğinden kişiye özel gönderiminiz kişiyle alakalı olur, böylece  toplu mail gönderimlerinde yaşayacağınız kısıtlamalar için endişelenmeniz gerekmez.

30 Nisan 2013 Salı

Email Göndermek İçin En Doğru Zaman Nedir?



E-mail pazarlamada en sık sorulan soru “ Gönderim yapmak için en doğru zaman hangisidir? " Bu sorunun cevabı hala bir muammadır.

Hangi gün ve saatte e-mail gönderimlerimizi yaptığımızda açılma oranlarımız yüksek olur? 

Beraber gün gün inceleyelim. Kararı siz verin.

Cumartesi : Bugün alışveriş ve eğlence zamanı. Kimin e-mail okumak için zamanı var ki?

Pazar : Koca bir haftanın yorgunluğunun atıldığı gün bugün. Uzun kahvaltı keyifleri, belki sinemaya gidilir belki de sakin bir yürüyüşü tercih edilir, hem uzun zamandır okunmayı bekleyen kitaplar için bile gün yeterince uzun değilken, sizin e-mailiniz için çok doğru bir zaman olmayabilir. 

Pazartesi : Aslaaa… Gönderim yapılacak en kötü günü seçmiş oluruz. Haftanın ilk günü yapılacak çok iş var, herkeste pazartesi sendromu… Zaten posta kutusu işlerle o kadar dolu ki size bugün sıra gelmeyecek. Göndermeden bir daha düşünün en iyisi. 

Salı : Herkes senin gibi bugünü bekledi ve sabah saatlerinden itibaren, müşterinin posta kutusunu mesajla doldurdular bile.  Bu kadar kalabalığın içinde göze çarpmak, akılda kalmak zor olacak. Unutun gitsin.

Çarşamba : Tam hafta ortası. Herkes bugünü atlatıp hafta sonuna bir adım daha yaklaşmayı bekliyor senin e-mailini değil. 

Perşembe : Bugün için de çok kesin konuşamıyoruz. Haftasonu yaklaşıyor, insanlar bir yandan işlerini tamamlamaya çalışırken bir yandan haftasonu planlarını yapmaya odaklanmış. Mesajın ” Haftasonu Yapılacaklar” listesi içermiyorsa, doğru gün bugün de olmayabilir. 

Cuma : Haftanın son günü. İşlerin toparlanması gerekiyor ve saatler ilerledikçe insanlar haftasonu havasına girmeye başladı bile. Bu kargaşada mesajının kaybolmasını istemezsin.

Sabah saatleri 9:00 - 10:00 arası : İnsanlar ofise yeni gelmiş, kahvelerini içip, haberlere göz atıp hemen işe konsantrasyon olmalılar. Senin için zamanları olduğunu düşünme bile. 

Öğlen Arası : Gönderdiğin mesaj gerçek yemek içermiyorsa, kimsenin gözünün yemekten başka bir şey gördüğünü sanmıyoruz. 

Akşamüstü Saatleri : Ama kime? Okuldan çocuklarını alması gereken ebeveynlere mi yoksa sunumunu yetiştirmeye çalışan beyaz yakalılara mı?

Kitlesel iletişim yapmak zor iştir. Herkesin aynı anda aynı kanalı izlemesi, aynı yoldan geçmesi , aynı dergi-gazeteyi okuması mümkün olmadığı gibi, aynı saatlerde de e-maillerini kontrol etmesini düşünemeyiz.
Aynı saatte bir anne çocuklarını okula bırakırken, diğeri derste, başka bir tanesi de o saatlerde iş yerinde olabilir. Peki nasıl yapacağız?
Datamızı beş parçaya bölerek, her birisini başka saat ve günlerde yollayıp, sonuçlarına mı bakacağız? Tabi ki hayır.
Daha kolay bir çözüm öneriyoruz. Her alıcının sizin e-mailinizi açış saatine göre göndereceğiz. Ama bunu siz düşünmeyeceksiniz. Nasıl mı?
Sistem bireyin gönderdiğiniz e-mailinizi açış saatini, ilk gönderimden itibaren istatistiğini tutarak sonraki gönderimlerini otomatik olarak kişinin e-mailinizi açma saatine yakın gönderecek .
Örneğin, Merve ilk gönderimde e-mailinizi saat 14:35’te açtı. İkinci e-mailinizi 14:55’te açtı. Üçüncü mesajı gönderirken sistem otamatik olarak iki gönderinin ortalamasını alacak ve Merve’nin tahmini e-mailinizi açış saatine ve gününe en uygun zamanda otomatik gönderecek.
Onuncu gönderiminizden sonra zamanlama çok daha isabetli olmaya başlayarak, açılma ve tıklanma oranları yüksek oranlarda artmaya başlayacaktır.

25 Mart 2013 Pazartesi

DAVRANIŞSAL PAZARLAMA



Hepimizin hayali, hedef kitlemize, doğru zamanda, doğru içerikle ulaşarak, geri dönüş oranlarımızı ve satışlarımızı arttırmaktır. Fakat hedef kitlemizdeki milyonlarca kişinin, birbirinden farklı zevklere, alışkanlıklara ve ihtiyaçlara sahip olduğunu düşünürsek, günümüz piyasa koşullarını ve her geçen gün artan rekabeti ortamını da göz önüne aldığımızda, yaptığımız kitlesel iletişim bugün için yeterli olmuyor.
Tüketiciler de artık markaların oluşumunda aktif rol oynuyorlar. Kendi mesajlarını üretmeye ve paylaşmaya başladılar. 
Hedef kitlemizi anlamak için önce onları dinlemek zorundayız. Kısaca, kitlesel iletişim gibi tek taraflı iletişim dönemi de Internet ve sosyal ağlar ile sona erdi.
Şimdi ise “Dijital Medya Pazarlama” ile müşteri ile birebir iletişime geçmeye başladık. Aynı zamanda, müşterilerimizin, hem geçmişi gözlemleyebiliyor hem de şuanı yakalayabiliyoruz.
Yakın zaman verileri bize, müşteri ürün veya servislerimizi incelerken, anında harekete geçme olanağı sağlarken, geçmiş veriler ise özel davranışların içgörüsünü ve müşteriye özelleştirilmiş mesajlara izin veriyor.
Peki biz dijital platformun, markalarımıza sağladığı imkanları bilincinde miyiz? Veya doğru yönetebiliyor muyuz?
Yoksa müşteri segmentasyonu yapmadan, takipçilerimizi içerik bombardımanına mı tutuyoruz? 



Doğru mesajın iletilebilmesi için, mesajında doğru içeriğe sahip olması gerekir. 
Örneğin, en son online satış yaptığınız sitenizden, Hello Kitty Iphone kapağı almış müşterinize, Playstation 3 kampanyasından haberdar etmeniz, önce mesajlarınızın okunmadan silinmesine, daha sonra ise müşterinizi de kaybetmenize neden olur.
 Potansiyel ve sadık müşterilerimizle birebir iletişimde olabildiğimiz, onlara kendilerini özel hissettirdiğimiz sürece sadık müşterilerimiz olacaklardır. Aksi takdirde, neden ebültenlerimizin üyeliğinden çıkmak istediğini, Facebook sayfamızı neden unlike ettiğini, Twitter'dan neden takibini bıraktığını düşünmek zorunda kalabiliriz.

 Amacımız “ Müşteriyi Her Daim Elde Tutmak. “

Hedef kitlenizdeki her bireyin, geçmiş ve şimdiki hareketlerini baz alarak, kampanya oluşturmaya ve yürütmeye “Davranışsal Pazarlama” diyoruz. Bunu otomatikleştirmeye ise pazarlama otomasyonu diyoruz. Sonuç,  kampanya içeriğini kişiye göre özelleştirerek “ Doğru zamanda, doğru kişiye, doğru mesaj “ ile ulaşmış oluyoruz.

Kayak tatili için acentanızdan rezervasyon yapan müşterinize, yola çıkma tarihine yakın, başka tatil kampanyaların mı göndermeye devam mı etmek istersiniz yoksa çıkacağı tatili ile yolculuk sigortası gibi ilgili içeriklerle sapraz satış yapma fırsatımı yakalamak isterseniz? Ya da kayak merkezinin yakınlarında katılabileceği parti davetiyesi sunarak, müşteri sadakati kazanmak istemez misiniz?

Müşterilerimizi dinlemek ve onlar hakkında bilgi edinmiş olmak, müşterimizle nasıl, nerede iletişime geçeceğimizi ve ne söyleyeceğimizi tamamiyle değiştirir.

11 Şubat 2013 Pazartesi

EMAIL PAZARLAMADA SOSYAL MEDYA ENTEGRASYONU






Social Connect ile Sosyal Medyada Daha Aktif Olun

Internet kullanıcıları Facebook, LinkedIn, Foursquare ve Twitter gibi sosyal ağlarda giderek daha fazla vakit harcıyor ve bu kanalları satın alma kararlarını netleştirmek için kullanıyor. Social Connect, müşterilerin  bilinirliği, görünürlüğü ve geri dönüş oranlarını azami  düzeye çıkaran, diğer pazarlama faaliyetleri ile birlikte kampanyalarını birbiriyle uyumlu hale getiren, bir dizi ürün ve özellikten oluşuyor. Bunlardan sadece bir tanesi olan Social Sign-In özelliği internet formu doldurma işlemine sade bir alternatif. Son zamanlarda eticaret sitelerinde rastladığımız, sitenin ziyaretçilerinin mevcut sosyal ağ hesapları ile oturum açabilmesi sayesinde çevrimiçi tekliflere kayıt yaptırabilmesine olanak tanıyan bu süreç oldukça sadeleştirilmiş ve geri dönüşler artmıştır.
Artık kayıt olmak isteyenler çok fazla zaman harcamadan, kayıt olmaktan çekinmeden mevcut sosyal ağ hesabı ile saniyeler içinde siteye giriş yapabiliyor. 

Sosyal Medyada Daha Çok Kişiye Ulaşın


Her pazarlama uzmanı, kitlelerin fikir ve kampanyaları arkadaşlarıyla paylaştığı, güçlü bir viral kampanya oluşturmayı hedefler. Maalesef çok azı bu açıdan başarılı olur. Günümüzde sosyal ağlar ve bu ağlar üzerinden kurulan ilişkiler, tüm dijital pazarlama kanallarından daha fazla bilgi paylaşma potansiyeli sunmaktadır. Email pazarlama içeriklerinin sosyal ağlarda kolaylıkla paylaşılabilmesi ve
sonuçlar hakkında detaylı raporların oluşturulabilmesi artık mümkün. Sosyal medyanın erişim gücü emailin hedef kitle ölçümlerini birleştirdiği yepyeni imkanlar ile dolu bir dünyaya adım atar. Olanakları bir düşünün.
Müşterileriniz, sosyal sitelerinde mesajınızı yayınladıklarında, onlara bağlı durumdaki herkese bir ileti ulaştırabilirsiniz. Daha sonra müşterilerinizin arkadaşları mesajınızı görüntüleyebilir, linklere tıklayarak, internet sitenize ulaşabilir ve sitenizde sizden gelecek mesajları doğrudan almayı talep edebilirler. Ayrıca mesaj hakkında bir yorum yazabilir ve kendi ağlarında mesajı diğerleri ile paylaşabilirler. Bu da oldukça geniş bir kitleye ulaşmak demektir. En önemlisi mesajınızın sosyal ağlarda kaç kez paylaşıldığını, görüntülendiğini ve tıklandığını da takip edebilirsiniz. Silverpop Raporlama özelliği sayesinde, sosyal medya pazarlamanın başından beri sorunu olan, gizem örtüsünü kaldırarak sosyal pazarlamanın etkisi ve sonuçlarına kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.